7 Eylül 2010 Salı

Baskonia, Barcelona Atlètic, Bayern ll..

Futbol'da alt yapı uygulamaları Türkiye'de ve dünyada yıllardır tartışılıyor. Bu yazıda aslında günümüz futbol alt yapılarında başarılı ve başarısız örnekleri bir araya getirip kararı siz okurlara bırakmak istiyorum..
Aslında böyle bir yazı yazma sebebim çok beğendiğim Ömer Erdoğan'ın neden ilk milli maçını 33 yaşında oynadığı sorusunu kendi kendime sorup durmam..
Bildiğiniz gibi ligimizde 2 yıldır yeni bir uygulama var. A-2 takım uygulamasından bahsediyorum. Bu uygulama eski PAF sistemine göre daha iyi görünsede bundan daha iyisi olamazmıydı? Tabii ki olabilirdi.. TFF A-2 uygulaması ile aslında İngiltere'de uygulanan Reserve Lig uygulamasının bir kopyasını Türkiye'ye getirdi. Fakat bu konuda asıl üzerinde durulması gerek konu neden alt yapıda başarılı olan İspanya ve Almanya değilde İngiltere'de alt yapıya hiç bir katkısı olmayan sadece sakat oyuncuların maç kondisyonu kazanması için veya gözden çıkarılmış oyuncuların oynatıldığı Reserve uygulaması esas alındı.. Reserve Lig uygulamasının İngiliz futboluna ne katıp katmadığı hakkında uzun uzun konuşmama gerek olamdığını düşünüyorum ki dünya kupası buna çok iyi bir örnek oldu.
Futbolda Avrupa'nın son yıllarda alt yapıda en başarılı iki ülkesindeki uygulamalara bir göz atalım.
Aslında İspanya ve Almanya'da ki uygulamalar birbirinin aynı gibi. İki ülkede de reserve lig tarzında bir oluşum yok. Bunun yerine çok başarılı bir 2. takım uygulaması var. Bunu biraz açacak olursak takımlar genç takımdan çıkan futbolcularını önce alt liglerinde oynayan 2. takımlarında oynatıyor. Alt ligler dediysek amatör küme değil Barcelona'nın 2 takımı olan Barcelona Atlètic İspanya Segunda liginde yani la liga'nın bir alt basamağı olan 2. ligde, Bayern Münih'in 2 takımı Bayern II Almanya 3. liginde oynuyor ve bunlar sadece bir kaç örnek!
Bu takımlar oyuncuları PAF, Reserve gibi amaçsız ligler yerine, bu liglere göre çok kaliteli 2. ve 3. liglerde oynatarak maç tecrübesini ve birlikte oynama alışkanlığını en üst düzeye çıkarıyorlar. Takımlar oyuncuları aynı hafta hem 1. ligde hemde 2. ligde oynatabiliyor. Tabii ki takımların bu durum karşısında bazı yaptırımları var mesela iki ülkede de belli yaş sınırlamaları var  ve bu takımlar A takımlarıyla aynı liglerde oynayamıyorlar. Örnek verecek olursak 1999 yılında Atletico Madrid'in B takımı İspanya 2. liginde ligi ikinci sırada bitirmesine rağmen 1. lige alınmamıştı ve 2001 de Atletico Madrid 2. ligi düşünce rekabet koşullarına aykırı olduğu için Atletico B de 3. lige düşürülmüştü...

Şimdi bu uygulamada başarılı olan bir kaç takımdan bahsedelim.

Athletic Bilbao

İspanya'nın en iyi alt yapılarından birine sahip olan kulüp Bask bölgesi dışından hiç bir oyuncuyu oynatmıyor (Bask bölgesinin diğer 2 güclü takımı Osasuna ve Sociedad bir kaç yıl öncesine kadar takımdaki İspanyol oyuncuların tümünü Bask bölgesinden seçiyordu fakat başırısız sonuçlar karşısında bu iki kulüpte artık kapılarını tüm oyunculara açmış durumda..).
Bilbao takımı, alt yapıya 10 yaş civarı başlayan Bask'lı gençleri önce klübün genç takımlarında oynatıyor ardından başarılı olan gençler 15-17 yaş arasında kulübün alt liglerdeki ilk takımı olan Baskonia'ya geliyor. Baskonia'da alt liglerde oynayan ve rekabete çok genç yaşlarda alışan oyuncular 17 yaşına geldiklerdinde neredeyse takım halinde 3. ligde oynayan Bilbao Athletic takımına geliyorlar ve aralarından en iyileri bir kaç yıl sonra Athletic Bilbao formasıyla la liga da oynamaya başlıyor.
Kulübün bu kültürle yetiştirdiği oyunculardan bazıları Fernando Llorente, Iker Muniain (şuan 18 yaşında), Andoni Iraola ve eskilerden hepinizin tanıdığı Urzaiz, Guerrero, Etxeberria..

F.C. Barcelona
Barcelona tıpkı Athletic bilbao gibi kültüre sahip bir takım ama Barca sadece Katalan oyunculardan kurulu bir takım değil, her oyuncuya kapısı acık. Fakat katalan kültürüne çok önem veren bir ekip. Oyuncular tıpkı Bilbao örneğinde olduğu gibi Barcelona C ardından Barcelona Atlètic'de oynayarak takımın A takımına çıkıyorlar. Kulüp neredeyse İspanyol oyuncularının tamamını bu şekilde yetiştirdi. Şuan ki teknik direktör Pep Guardiola Barca'dan önce Barcelona Atlètic'i çalıştırdı. Barca takıma oyuncu yetiştirmeyi aşarak teknik direktörde yetiştirdi. Leo Messi Arjantin'den genç yaşta geldikten sonra 2 yıl Barcelona C 2 yılda Barcelona Atlètic forması giydi ve 3. ligde 6 gol attı.

İspanya'da hemen hemem her futbolcu önce kuluplerinin alt liglerinde forma giyerek futbola başlıyor ve her takımın alt liglerde en az 1 takımı var. Takımların başarısıda alt liglerindeki takımların başarısıyla çoğu zaman paralellik gösteriyor, bu onlara ciddi anlamda avantaj getiriyor ve bu da İspanya futboluna inanılmaz katlılar sağlıyor.

Uygulamaya son örneğide Almaya'dan vererek yazımı noktalamak istiyorum..
Bayern Şampiyonlar Ligi finalinde henüz A takıma yeni cıkmış 2 oyuncu oynattı sol bek Badstuber ve Müller iki oyuncuda 1 sezon önce 3. ligde Bayer II forması giyiyordu. Almanya milli takımı oyuncularından Mesut Shalke II, Lahm Bayern II, Khedira Sturttgart II, Podolski Köln II takımlarında alt liglerde defalarca forma giydi.

Son olarak çoğunuz eeee Hollanda diyecek.. Hollanda liginde zaten oyuncular 16 yaşında A takım forması giyebiliyor ve A takımlarda bu dönemi geçirebiliyor. Bunun sebebi lig artık eski gücünden çok yoksun ve takımlar kadrolarını her yıl yeniliyorlar..